Cemal Abdülnasır


Haber bülteni üyeliği



Ziyaret Bilgileri

[ Cum, 26 Nis 2024 ]
Toplam 1 ziyaret
1 benzersiz ziyaretçi

cemal-abdulnasir » Liderliği
Liderliği

Bandung Konferansı'na (1955) katılarak Yugoslavya devlet başkanı Josip Tito ve Hindistan başbakanı Jawaharlal Nehru ile birlikte bağlantısızlar hareketinin önderleri arasında yer alan Nasır önceleri ılımlı bir dış politika izlemeye özen gösterdi.Ama Birleşik Krallık ve ABD'nin, Asvan Barajı projesinin finansmanından vazgeçmesi üzerine gerekli kaynağı sağlamak için Süveyş Kanalını millileştirme yoluna gitti.Ekim 1956'da İsrail, Fransa ve Birleşik Krallık'ın giriştiği ortak harekatla başlayan Süveyş Bunalımı sırasında, İsrail'in Sina Yarımadasını Şarmü'ş-Şeyh'e kadar işgal etmesine ve Mısır Hava Kuvvetleri'nin ağır bir darbe yemesine karşın, ustaca manevralarla dış müdahaleyi boşa çıkardı.Arap dünyasındaki saygınlığını artıran bu olayın ardından daha radikal bir çizgiye yöneldi.1958 başlarında Mısır ve Suriye'nin Birleşik Arap Cumhuriyeti adı altında birleşmesine öncülük etti.Suriye'nin 1961'de birlikten çekilmesini Arap ülkelerindeki gerici rejimlere bağlayarak Arap dünyasındaki devrimci hareketleri etkin biçimde desteklemeye başladı.Ertesi yıl Arap Sosyalist Birliği'ni kurdu.
Nasır, Mısır'ın sosyalist ülkelerle yakınlaşmaya girdiği bu dönemde özellikle Sovyetler Birliği'nin teknik ve mali yardımıyla geniş çaplı bir kalkınma hamlesi başlattı.Asvan Barajı'nı tamamlama (1968), sanayileşmeyi hızlandırma ve köylüleri topraklandırma gibi başarıların yanı sıra kadınların haklarını genişletme ve eğitimi yaygınlaştırma gibi önemli adımlar attı.Bu arada kendi kişisel otoritesinde odaklanan ve siyasi muhalefeti etkisiz kılan sıkı ve baskıcı bir devlet mekanizması yarattı.

Nasır'ın aynı dönemde İsrail'e karşı militan bir tutum takınması, Mısır'ın Ortadoğu sorununa daha yakından karışmasına ve silahlanmaya geniş kaynaklar ayırmasına yol açtı.Mısır birliklerinin Yemen'deki iç savaşta (1962-1967)cumhuriyetçilerin yanında çarpışmasıyla ABD ile ilişkileri gerginleşti.Önceleri İsrail sorununu Arap dünyasında birliği sağlamanın amacı olarak gören Nasır, 1967'de Sina'ya kuvvet yığdı.22 Mayıs 1967?de, İsrail?in Eilat?a deniz erişimi olan Tiran Boğazı?nın tüm İsrail gemilerine ve İsrail?e gitmekte olan diğer gemilere kapalı olduğunu ilan ederek, Akabe Körfezini ulaşıma kapattı, böylece İsrail'le açık çatışmaya yöneldi.Bunu isleyen Altı Gün Savaşı'nda (5 Haziran-10 Haziran 1970) erken davranan İsrail'in Mısır uçaklarını yerdeyken yok etmesi ağır bir yenilgiyi getirdi.9 Haziran'da, Nasır bütün sorumluluğu üstlenerek istifa ettiyse de yaygın kitle gösterileri nedeniyle ertesi gün kararını geri aldı.Savaş sonrası dönemde radikal çizgisinden giderek uzaklaştı.
23 Temmuz 1969'da, İsrail'e karşı bir yıpratma savaşı açtığını ilan etti.Bununla birlikte Nasır, temmuzda bir ateşkes düzenlenmesini öngören Rogers planı'nı kabul etti ve 7 Ağustos'ta bu plan, Süveyş Kanalı boyunca yürürlüğe girdi.Bunun üzerine, Mısır'ın Sudan ve Libya ile ilişkilerini güçlendirmeye girişti ve Araplar arasında çıkan birçok anlaşmazlığa aracı olarak müdahalede bulundu; 27 Eylül 1970'te yeni bir Ürdün-Filistin çatışmasına son vermeyi başardı.1970'te bir kalp krizinden dolayı yaşamını yitirdi.
Arap milliyetçiliğinin yükseldiği ve Üçüncü Dünya'da radikal arayışların güçlendiği bir dönemde büyük yankı uyandıran Felsefetü's-Savra (1956; Devrimin Felsefesi) adlı yapıtı, Nasır'ın Arap Birliği konusundaki çoşkulu düşüncelerini içerir.Cemal Abdülnasır döneminde, kırsal kesimlerden gelenler için Başkent Kahire?nin Kadim Kahire (Eski Kahire) bölgesinde bulunan Ölüler Şehri?nde oturum izni verildi.


Bu sayfaya henüz yorum yazılmadı.





Editör Bilgileri

Editör


Editöre Ulaşın

En Son Güncellenenler

ikinci-jeanpaul
freebsd
apiterapi
aramamotorlari
uyku
kazimkoyuncu
peyzaj

Uzerine.com Copyright © 2005 Uzerine.com
uzerine.com Ana Sayfa | Gizlilik Sözleşmesi | Üye Girişi